İzmirli Çift Kart Dolandırıcılarının Kurbanı Oldu
İzmir’de yaşayan A.Y. ve İ.Y. çifti, kredi kartı dolandırıcılarının tuzağına düşerek büyük bir mağduriyet yaşadılar.
İzmir’de yaşayan A.Y. ve İ.Y. çifti, kredi kartı dolandırıcılarının tuzağına düşerek büyük bir mağduriyet yaşadılar. Haklarında 100’e yakın soruşturma ve kovuşturma dosyası açılan çift, bir arkadaşlarının “Yasal olarak oynadığım takip ettiğim bahis ve ticaret işini yapıyorum, ancak banka hesaplarım bloke oldu. Paralarımı çekemiyorum. Kartlarınızı verirseniz size de borç para veririm” sözüne inanarak kart bilgilerini paylaştı. Ancak bu güven, çifte ağır bir bedel ödetti.
Kart bilgilerini verdikleri E.K. isimli şahsın, çiftin adına kayıtlı hesaplar üzerinden çok sayıda kişiyi dolandırdığı ortaya çıktı. Bu nedenle A.Y. ve İ. Y. hakkında 100’e yakın soruçturma ve kovuşturma dosyası olmak üzere dolandırıcılık suçlamasıyla davalar açıldı. Maddi ve manevi yıkıma uğrayan, bir çocuk sahibi çift, “Biz sadece yardım etmek istedik. Suçsuzluğumuzun kanıtlanmasını bekliyoruz. Adalete güveniyoruz” dedi. Yedi aylık hamile olduğunu anlatan İ.Y., bu şartlarda adliyeye gidip geldiğini, yaşadıkları travmadan doğacak bebeğinin de olumsuz etkilenmesinden korktuğunu söyledi
YARGI İÇTİHADI NE DİYOR ?
Çiftin avukatı, İzmir Barosu’na kayıtlı Av. Sancaktar Devlet Özkul, yaşanan olayın yalnızca müvekkilleri açısından değil, toplumun geneli için de büyük bir uyarı niteliği taşıdığını belirtti. Özkul, 2023 yılında müvekkillerinin güvenerek kart bilgilerini paylaştıkları şahsın, bu bilgileri kullanarak dolandırıcılık yaptığını, bunun sonucunda ise çiftin Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi uyarınca “dolandırıcılık” suçundan yargılandığını ifade etti. Av. Özkul, “Müvekkillerim hiçbir menfaat elde etmemiş, aksine büyük maddi kayıplara uğramıştır. Ancak mahkemeler arasında ciddi fikir ayrılıkları bulunmaktadır. Bazı mahkemeler beraat kararı verirken, bazıları mahkûmiyet hükmü kurmuştur. Bu durum ciddi bir hukuki tutarsızlık yaratmaktadır. Ancak Yargıtay içtihatlarında “İsnat olunan suçun unsurlarının gerçekleşebilmesi için ‘menfi amaçlı hileli davranışların varlığı şart arandığı, aksi halde şüpheden sanık yararlandırılarak ve masumiyet karinesi gereğince sanık lehine beraat kararının verilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymuştur. Bu hususun 11. Yargı paketiyle uygulanmaya konulmasını gerektiğini düşünüyorum” dedi.
11. YARGI PAKETİ DÜZENLEMESİ UMUT OLACAK MI?
Özkul, taslak halinde bulunan 11. Yargı Paketinin bu tür olaylarda cezai sınırları ve sorumluluk tanımlarını netleştireceğini belirterek, “Bu düzenleme şeffaf bir şekilde yürürlüğe girmeli. Yüzlerce dosyada benzer mağduriyetler yaşanıyor. Gerçek suçlularla kandırılmış mağdurların birbirinden ayrılması artık zorunludur” ifadelerini kullandı. Yaklaşık 100’e yakını soruşturma ve kovuşturma dosyası bulunan çift se, yaşadıkları süreçte hem ekonomik hem de psikolojik olarak yıprandıklarını söyleyerek, “Biz dolandırıcı değil, dolandırıldık. Adaletin en kısa sürede tecelli etmesini bekliyoruz” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

